Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2020
Bitki caylari (tibbi bitki caylari olarak da adlandirilmaktadir), saglik uzerine olumlu etkilerinden dolayi her yas grubu tarafindan tuketilmektedir. Bu calismada tuketici seviyesinde ambalajli ve/veya ambalajsiz olarak satisa sunulan farkli bitki caylarinin (kekik, nane, rezene, adacayi, ihlamur, hatmi, sinameki, defne, civanpercemi ve anason) hijyenik kalitesinin belirlenmesi amaclandi. Analiz edilen 120 ornegin %95, %90, %77.5, %74.16, %42.5, %14.17, %3.3 ve %2.5’inin sirasiyla toplam mezofilik aerobik bakteriler (TMAB), kuf-maya, Enterobacteriaceae, koliform, sulfit indirgeyen anaerob bakteriler, Staphylococcus-Micrococcus spp., Escherichia coli ve Salmonella spp. ile kontamine oldugu belirlendi. Ancak orneklerin hicbirinde Staphylococcus aureus ve Bacillus cereus tespit edilmedi. En yuksek ortalama TMAB (5.03 log10 kob/g) ve kuf-maya sayisi (4.78 log10 kob/g) nane orneklerinde, Enterobacteriaceae (4.19 log10 kob/g) ve koliform sayisi ise hatmi (3.87 log10 kob/g) orneklerinde bu...
Ahtamara I. Uluslararası Multidisipliner Çalışmalar Kongresi, 2018
Dyt. gevda ATE$ Bitlis Eren Universitesi 6znr .-Baharatlar; grda sanayisinde ve_ evlerde yaygln olarak kullanrlan, grda madd elerine az miktarda katrlmakla birlikte aroma ve lezzet degigiminde tinemli rol oynayan katkr maddeleridir. Baharatlann buwk bdliimiintin yetiqtigi btilgeleril, genellikie gelipmekte olan ve hijyenik standardr yetersiz iilkeler olmast ve iirtinlerin ttim. dtinyaya bi btilgelerdrn ihrug edilmesi tiiketici toplumlar agtsmdan risk olugturmaktadrr' Tiirkiye'dL farkh zimanlarda. iarkh yerlerde baharatlarrn mikrobiyal kalitesi ile ilgili yaprlan gairgmalard a baharatlarrn yiiksek dtizeyde mikrobiyal yiik igerdili rapor edilmiqtir. Bu durumun kismen ,"yu ,u-u-en onlenmesi amacryla baharatlarrn kontaminasyon kaynaklanntn saptanmasr ve mikrtbiyal yiiklerinin belirlenmesi gerekmektedir.
Gıda, 2018
Bu araştırmada, geleneksel peynirlerimizden biri olan Mengen peynirinin kimyasal, biyokimyasal, tekstürel ve mikrobiyolojik özelliklerinin tanımlanması ve bazı uçucu bileşenlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Kimyasal ve biyokimyasal analizlerde elde edilen ortalama sonuçlarda kuru madde %51.4±5.34, kül %3.57±0.73, protein %24±3.29, yağ %19.05±4.99, tuz %2.19±0.85, pH 5.72±0.44, asitlik %0.36±0.21, olgunlaşma indeksi değeri % 2.94±1.25, lipoliz değeri 0.87±0.73 meqKOH/100g-yağ olarak bulunmuştur. Mengen peyniri örneklerinde yapılan mikrobiyolojik analizlerin ortalama sonuçları toplam mezofilik aerobik bakteri 8.15±1.14 log KOB/g, laktik asit bakteri 7.19±1.42 log KOB/g, maya-küf 4.97±1.15 log KOB/g, koliform 6.09±1.36 log KOB/g, E. coli 3.79±1.87 log KOB/g, S. aureus 3.96±1.6 log KOB/g değerlerinde bulunmuş, Listeria, Salmonella, koagülaz pozitif S. aureus, E. coli O157 patojenlerine rastlanmamıştır. Tekstürel özelliklerin geniş bir profile sahip olduğu ve 130 uçucu bileşen bulunduğ...
Mersin üniversitesi sağlık bilimleri dergisi, 2021
Amaç: İnsan beslenmesinde önemli yeri olan balık, yüksek protein ve diğer azotlu bileşikler içermesi nedeniyle mikrobiyal bozulmaya yatkın bir su ürünüdür. Besinlerde mikrobiyal yükü azaltmaya yönelik sentetik ve doğal birçok koruyucu madde kullanılmaktadır. Bitki özütleri antimikrobiyal özellikler taşımakta ve doğal oldukları için tüketiciler tarafından tercih edilmektedir. Bu çalışmada ayıklanmış hamsi balıklarının, farklı oranlarda limon (Citrus limon) kabuğu ve defne (Laurus nobilis L.) yaprağı özütleri içeren yıkama sularında bekletilmesinin Escherichia coli (E. coli) ve toplam bakteri sayısına etkileri incelenmiştir. Yöntem: Çalışmada balık yıkama suları olarak steril musluk suyu, limon kabuğu özütü (%50, %100 v/v), defne yaprağı özütü (%50, %100 v/v) ile çalışılmıştır. Özütler soxhelet cihazı ile ekstrakte edilmiştir. Hamsi balıkları iç organları çıkarılıp temizlenmiş şekilde satın alındıktan sonra yıkama sularında bekletilmiş, numunelerde toplam bakteri ve E. coli miktarları (log kob/g) tespit edilmiştir. Kullanılan özütlerin pH değerleri belirlenmiştir. Bulgular: Limon kabuğu ve defne yaprağı özütleri ile işlem görmüş balıklarda E. coli sayıları gruplar arasında farklılık göstermezken (p>0.05) toplam bakteri sayısı kontrol grubuna göre daha düşük bulunmuştur (p<0.05). Sonuç: Bu ekstraktların yüksek antibakteriyel etkileri nedeniyle çiğ balıklar için pişirme öncesi yıkama suyu olarak kullanılmasının uygun olacağı sonucuna varılmıştır.
Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology, 2019
Döner, etin marine edildikten sonra yağ ile birlikte şişe geçirilip şekil verilmesi ve döner ocağında pişirilmesi ile yapılan bir kebap çeşididir. Ülkemizde ve dünyanın farklı ülkelerinde sevilerek tüketilen ve gün geçtikçe üretimi artan döner, geleneksel bir ürünümüzdür. Ülkemize özgü bu ürüne olan talebin gün geçtikçe artması, araştırmacıları döner üzerine çalışmalar yapmaya ve tüketicileri bilinçlendirmeye yöneltmektedir. Yapılan sınırlı sayıdaki çalışmalar incelendiğinde ülkemizde tüketime sunulan dönerlerin kimyasal özelliklerinin genel olarak standartlara uygun olduğu ancak mikrobiyolojik özelliklerinin değişkenlik gösterdiği ve sağlık açısından risk taşıyabildiği sonucuna varılmıştır. Satışa sunulan dönerlerle ilgili yapılan çalışmaların yanında, döner kalitesini etkileyen faktörlerin tespit edilmesi ve geliştirilmesi yönünde araştırmaların mevcut olduğu, son yıllarda ise formülasyon geliştirme üzerine çalışmaların yoğunlaştığı gözlenmiştir. Bu çalışmada döner üzerine yapılan...
2019
Received : 26/10/2018 Accepted : 04/02/2019 Doner is a kind of kebab which is produced after marinating meat and spitting the fat with marinated meat then cooked in the doner cooker. Doner is our traditional product that is consumed gladly and its production is growing day by day in our country and in different countries of the world. The increasing demand for this product, which is unique to our country, has led researchers to work on doner and to raise awareness of consumers. When the limited number of studies are examined, it is concluded that the chemical properties of the doners presented to consumption in Turkey are generally in conformity with the standards, but their microbiological characteristics vary and can have risks for health. In addition to the studies related to doners offered for sale, it has been observed that there are studies in the direction of identifying and developing the factors that affect the quality of doners, however, in recent years formulation develop...
Journal of Agricultural Faculty of Gaziosmanpasa University, 2014
Bu çalışmada vakum ambalajlanan tavuk (T), kuzu (K) ve dana (D) eti örneklerinin 4°C'de 7 günlük depolama süresince fizikokimyasal ve mikrobiyolojik özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Et örneklerinde başlangıçta (0. gün) depolamanın, 1., 4. ve 7. günlerinde pH değeri, titrasyon asitliği (%laktik asit), su aktivitesi değeri (a w), sızıntı kaybı ve pişirme kaybı ölçümleri yapılmıştır. Et örneklerinin mikrobiyolojik özelliklerinin belirlenmesi amacıyla aynı örnekleme periyodunda toplam mezofilik aerobik bakteri (TMAB) sayımı, Salmonella ve Escherichia coli O157 analizleri yapılmıştır. Tüm örneklerin sızıntı kaybı ve pişirme kaybı değerleri 7 günlük depolama süresince artış göstermiştir. En düşük pH değerine sahip D örneklerinin en yüksek sızıntı ve pişirme kaybı değerlerine, en yüksek pH değerine sahip T örneklerinin ise en düşük sızıntı ve pişirme kaybı değerlerine sahip olduğu gözlenmiştir. Mikrobiyolojik analizlerden elde edilen verilere göre başlangıç mikroorganizma yükünün D örneğinde diğerlerine göre daha düşük olduğu belirlenmiştir. Depolama süresi boyunca örneklerin TMAB sayısı önemli ölçüde artış göstermiş (p<0,05), 7. günün sonunda bu sayı 8,23-9,77 log-kob/g seviyelerine ulaşmıştır. İncelenen örneklerin tümü E. coli O157 açısından pozitif bulunmuş, buna karşın Salmonella sadece T ve D örneklerinden izole edilebilmiştir. Mikrobiyolojik analizlerden elde edilen verilere göre başlangıç mikroorganizma yükünün D örneğinde diğerlerine göre daha düşük olmasına rağmen tüm örneklerin kesim, hazırlama aşamalarındaki kontaminasyona bağlı olarak patojen mikroorganizma içerdiği sonucuna varılmıştır.
Harran Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dergisi, 2019
Bu çalışma Elazığ ilinde satılan hellim peynirlerinin mikrobiyolojik ve kimyasal kalitelerini belirlemek için planlandı. Hellim peyniri örneklerinde mikrobiyolojik (Toplam mezofilik aerob bakteri, Staphylococcus-Micrococcus, Lactobacillus-Leuconostoc-Pediococcus, laktik streptokoklar, anaerob bakteri, koliform, Enterobacteriaceae, maya ve küf, E. coli, S. aureus), kimyasal (PH, asitlik, kuru madde, tuz, kül, yağ, protein ve su aktivite (aw) değeri) analizler yapıldı. Mikrobiyolojik analizler sonucunda ortalama olarak toplam aerobik mezofilik bakteri sayısı 6.39±1.88, Staphylococcus-Micrococcus sayısı 2.63±1.62, Lactobacillus-Leuconostoc-Pediococcus sayısı 5.43±1.73, laktik streptokok sayısı 6.04±1.63, anaerob bakteri sayısı ise 3.45±1.26 log10 kob/g olarak tespit edildi. Bakteri sayıları tespit limitinin üzerinde bulunan örneklerde ise Enterobacteriaceae 2.65±0.9, koliform grubu bakteri sayı 2.29±0.73, maya-küf sayısı 3.16±1.14, S. aureus sayısı 2.81±1.54 log10 kob/g ve olarak tespi...
GIDA / THE JOURNAL OF FOOD, 2018
Bu çalışmanın amacı farklı ısıl işlem sürelerinin Ezine peynirinde biyojen amin oluşumu ve mikroorganizma profilindeki değişimlerin olgunlaştırma süresince araştırılmasıdır. Çiğ süte 65 o C'de 10 ve 30 dakika ısıl işlem uygulanarak Ezine peyniri üretilmiştir. Histamin, putresin, kadaverin, tiramin, triptamin ve feniletilamin biyojen aminleri yüksek basınçlı sıvı kromatografisi kullanılarak saptanmıştır. Peynir örneklerinde toplam psikrofilik ve mezofilik aerobik bakteriler, laktik asit bakterileri, fekal koliform, toplam maya-küf, Enterobacteriaceae spp. Escherichia coli ve Clostridium perfiringens sayıları da tespit edilmiştir. Taze peynirlerde biyojen amin oluşmamış olup peynir örneklerinde olgunlaşma süresince biyojen amin miktarı artmıştır. Ezine peynirinde saptanan biyojenik amin miktarlarının sağlık riski oluşturacak düzeylerde olmadığı görülmüştür. Ezine peynirinde farklı ısıl işlem sürelerinin toplam mezofilik aerobik bakteri ve laktik asit bakterisi üzerine etkisi depolama süresine bağlı olarak değişim göstermiştir.
Manas Journal of Agriculture Veterinary and Life Sciences, 2022
Bu araştırma; Van ilinde bakkal, market ve süpermarketlerde satışa sunulan toplam 60 adet çiğ süt örneğinin mikrobiyolojik kalitelerinin ve antibiyotik kalıntısının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Örneklerde hijyenik kalitenin ve patojen mikroorganizmaların tespit edilmesine yönelik toplam aerobik mezofilik mikroorganizma (TAM), Enterobactericeae, koliform grubu mikroorganizma, Escherichia coli, Enterococcus, koagulaz pozitif stafilokok, Staphylococcus aureus, maya/küf sayıları sırasıyla ortalama; 5.88±0.15, 4.41±0.13, 3.89±0.14, 1.67±0.17, 3.43±0.16, 4.11±0.13, 3.67±0.14, 2.88±0.13 log CFU/ml olarak belirlenmiştir. Örneklerde Salmonella spp. tespit edilemezken, sadece 1 (%1.70) örnekte L. monocytogenes varlığı saptanmıştır. Örneklerin 8’inde β-laktam grubu (penisilinler ve sefalosporinler) ve 6’sında ise tetrasiklin grubu (tetrasiklin, oksitetrasiklin, klortetrasiklin ve doksisilin) antibiyotik kalıntısı tespit edilmiştir. Analizi yapılan çiğ süt örneklerinin önemli bir kısmının...
2018
Bu çalısmanin amacı farkli isil islem surelerinin Ezine peynirinde biyojen amin olusumu ve mikroorganizma profilindeki degisimlerin olgunlastirma suresince arastirilmasidir. Cig sute 65 o C’de 10 ve 30 dakika isil islem uygulanarak Ezine peyniri uretilmistir. Histamin, putresin, kadaverin, tiramin, triptamin ve feniletilamin biyojen aminleri yuksek basincli sivi kromatografisi kullanilarak saptanmistir. Peynir orneklerinde toplam psikrofilik ve mezofilik aerobik bakteriler, laktik asit bakterileri, fekal koliform, toplam maya-kuf, Enterobacteriaceae spp. Escherichia coli ve Clostridium perfiringens sayilari da tespit edilmistir. Taze peynirlerde biyojen amin olusmamis olup peynir orneklerinde olgunlasma suresince biyojen amin miktari artmistir. Ezine peynirinde saptanan biyojenik amin miktarlarinin saglik riski olusturacak duzeylerde olmadigi gorulmustur. Ezine peynirinde farkli isil islem surelerinin toplam mezofilik aerobik bakteri ve laktik asit bakterisi uzerine etkisi de...
Akademik Gıda, 2015
Bu çalışmada, Tokat'ta satışa sunulan tavuk göğsü ve butlarının bazı mikrobiyolojik özellikleri belirlenmiştir. Bu amaçla kasap, bakkal ve marketlerde satışa sunulan tavuk göğsü ve butlarından 25'er adet örnek alınmıştır. Örneklerin toplam mezofilik aerobik bakteri, toplam psikrotrof aerobik bakteri, maya-küf, toplam koliform, fekal koliform, Staphylococcus aureus, Bacillus cereus ve Clostridium perfringens içerikleri belirlenmiştir. Ayrıca örneklerde Escherichia coli, E. coli O157:H7, Listeria monocytogenes ve Salmonella spp. bakterilerinin varlığı da incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda, toplam aerobik mezofilik bakteri sayısı göğüs ve but örneklerinde sırasıyla 8.50x10 4-9.70x10 8 kob/g ve 2.70x10 5-4,84x10 8 kob/g; psikrotrof aerobik bakteri sayısı 1.70x10 4-9.35x10 8 kob/g ve 1.74x10 5-2.06x10 8 kob/g; maya-küf sayısı 2.50x10 3-3.20x10 4 kob/g ve 2.50x10 3-1.35x10 5 kob/g; toplam koliform sayısı 4.30x10 1-2.30x10 6 kob/g ve 2.30x10 1-9.30x10 5 kob/g; fekal koliform 0.36x10 1-9.30x10 3 kob/g ve 2.30x10 1-2.30x10 4 kob/g; S. aureus <10 2-3.52x10 5 kob/g ve <10 2-2.02x10 5 kob/g; B. cereus 1.10x10 3-1.10x10 5 kob/g ve 2.20x10 3-7.40x10 4 kob/g; Clostridium perfringens 1.90x10 3-4.90x10 3 kob/g ve 2.00x10 3-5.70x10 4 kob/g aralığında bulunmuştur. Doğrulama ve tanımlama testleri sonucunda, analiz edilen tavuk göğsü örneklerin 21'inde (%84) E. coli biyotip 1, 2'sinde (%8) E. coli biyotip 2, 6'sında (%24) E. coli O157:H7, 3'ünde (%12) L. monocytogenes ve 11'inde (%44) Salmonella spp. bulunduğu tespit edilmiştir. Tavuk budu örneklerinin 24'ünde (%96) E. coli biyotip 1, 2'sinde (%8) E. coli biyotip 2, 6'sında (%24) E. coli O157:H7, 4'ünde (%16) L. monocytogenes ve 13'ünde (%52) Salmonella spp. belirlenmiştir. Çalışma sonucunda tavuk göğsü ve butlarının mikrobiyal yüklerinin çok yüksek olması ve birçok gıda kaynaklı patojen bakteriyi içermeleri nedeniyle insan sağlığını tehdit edici bir unsur oluşturabilecekleri ortaya çıkmıştır.
Kafkas Universitesi Veteriner Fakultesi Dergisi, 2009
Bu çalışmada baharat ya da çay olarak tüketilen bazı bitkilere ait ekstraktlar kanatlı etinin dekontaminasyonu ve raf ömrünün uzatılması amacıyla kullanılmıştır. Yapılan in vitro denemeler sonucunda kekik ve karanfil hidrodistilatları en etkili olurken, bunları sırasıyla biberiye, defne, reyhan izlemiştir. Sumak ve hibiskus ise bitki sıcak su infüzyonları arasında en etkili olarak belirlenmiştir. İncelenen hidrodistilatlar in vitro koşullarda etkili olurken in vivo koşullarda etkili bulunmamıştır. Sumak ve hibiskus infüzyonu ile kekik ve karanfil hidrodistilatlarının tavuk etlerinde dekontaminant ve raf ömrünü uzatıcı doğal ajan olarak mevcut kimyasal ajanlara alternatif olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.
MADDE 1 -(1) Bu Tebliğin amacı; gıda maddelerinin mikrobiyolojik kriterlerini belirlemektir.
Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology
In this study, the microbiological quality of traditionally produced Bez Sucuk in Tokat and its vicinity was investigated. For this purpose, 30 Bez Sucuk samples obtained from butchers, producers of Bez Sucuk, were analyzed for total count of mesophilic aerobic bacteria, lactic acid bacteria, yeasts-moulds, total coliform, fecal coliform, Staphylococcus aureus, Bacillus cereus, and Cl. perfringens. Also, the presence of Escherichia coli O157:H7, Listeria monocytogenes and Salmonella spp. were investigated in all samples. pH and water activity of the samples were determined. As the result of the analysis, the counts of the microbiological parameters investigated were found as follows: total mesophilic aerobic bacteria 3.5×106-4.23×109 CFU/g, lactic acid bacteria 5.55×105-2.45×109 CFU/g, yeasts and moulds 2.50×103-6.90×109 CFU/g, total coliform
NEW JOURNAL: SABIAD Vol: 1, Issue: 2 (Journal of Advanced Research in Health Sciences) , 2019
2013
Bu calismada, Samsun’da satisa sunulan tuketime hazir 50 tuzlanmis hamsi baligi ornekleri mikrobiyolojik ve kimyasal parametreler yonunden analiz edildi. Calisma kapsaminda 2009-2010 doneminde Samsun’da cesitli satis yerlerinden satin alinan ornekler mikrobiyolojik ve kimyasal yonden incelendi. Orneklerden aerob mezofil genel canli (AMGC), mikrokok/stafilokok (MS), koagulaz pozitif stafilokok (KPS), enterobakter, enterokok, koliform, laktik asit bakterileri (LAB) ve maya-kuf sayilari belirlendi. Bu calisma sonucunda toplam 50 ornegin %54’unde 102–103 kob/g duzeylerinde AMGC icerdigi belirlenirken, tamaminin (%100) <102 kob/g enterobakter ve enterokok, %4’unde 102 kob/g duzeyinde koliform, %38’inde 102 kob/g duzeyinde maya/kuf, %32’inde 102 ila 103 kob/g duzeylerinde mikrokok/stafilokok icerdigi ve bunlarin %60’inin 102-103 kob/g duzeylerinde KPS oldugu saptandi. LAB ise; orneklerin %42’sinde 102-103 kob/g duzeyinde belirlendi. Kimyasal analiz bulgulari cercevesinde, orneklerin or...
Turkish Journal of Agriculture: Food Science and Technology, 2019
According to World Health Organization (WHO), an estimated 600 million people fall ill after eating contaminated food and 420 000 die every year. Although various foods can serve as sources of foodborne illness, meat has been at the forefront of societal concerns in recent years. Meat is source of some foodborne pathogens which have an important role on human health. In this study, it was aimed to examine the microbiological quality of raw bovine meat samples sold in Tokat province and to evaluate the results in the context of food safety. For this purpose, 18 raw meat samples purchased from butchers and markets were analyzed for total mesophilic aerobic bacteria, total psychrophilic aerobic bacteria, yeasts-molds, lactic acid bacteria, B. cereus, S. aureus, C. perfringens, total coliform, and fecal coliform. The presence of E. coli, E. coli O157:H7, L. monocytogenes and Salmonella spp. were also investigated in these samples. The lowest and highest values determined for the paramet...
Bu çalışmada Diyarbakır'daki farklı noktalardan toplanan 60 adet baharat örneğinin küf ve maya florası incelenmiştir. Baharat örneklerinden yaygın olarak Aspergillus flavus, A. fumigatus ve A. niger gibi küf türleri ile Candida tropicalis ve C. albicans türü mayalar izole edilmiştir. İncelenen karabiber, kimyon, yenibahar, acı toz biber, kırmızı pul biber ve siyah pul biber örneklerindeki küf kontaminasyon oranları sırasıyla % 70, % 80, % 90, % 90, % 60 ve % 30 düzeyinde bulunmuştur. Baharat örneklerinde yüksek miktarda küf kontaminasyonu saptanmış olmasından dolayı aflatoksin bulunma riskinin de yüksek olduğu düşünülmektedir. Hasat, üretim, işleme, depolama ve satış aşamalarında iyi ve hijyenik üretim tekniklerinin kullanılmasının ve sterilizasyon, mikrodalga ve ışınlama gibi yöntemlerle dekontaminasyon çalışmalarının uygulanmasının hem baharatların mikrobiyolojik kalitelerinin temin edilmesinde ve hem de yüksek küf kontaminasyonundan dolayı muhtemel aflatoksin riskinin ortadan kaldırılmasında etkili olacağı sonucuna varılmıştır.
MARMARA PHARMACEUTCAL JOURNAL, 2015
Bitkisel çaylar bitkilerin köklerinin, kök gövdelerinin, dal sürgünlerinin, yapraklarının, çiçeklerinin, kabuklarının, meyvelerinin veya tohumlarının aromatik kısımlarının kurutularak, kaynar suda içime uygun hale getirilerek hazırlanmasına dayanan karışımlardır. Bunun için kullanılacak drog çiçek ise tamamen açtıktan sonra, yaprak ise tek tek, ancak yaprakları dökülen bir bitki ise çiçeklenme döneminden önce, toprak üstü kısım bitkinin çiçeklenme döneminde, tohumlar ve meyveler olgunlaştıklarında, kökler ve gövdeler genellikle toprak üstü kısmın kuruduğu sonbaharda toplanmalıdır. Toplanmış olan bitkinin gerekli kısımlarının tıbbi olarak kullanılabilmesi için, o bitkinin öncelikle kurutulması gereklidir (1,2). Bugüne kadar önemli miktarlarda tüketilen bitki çaylarının inorganik madde içerikleri, mutajenik etkileri, mikrobiyolojik kaliteleri, kül-nem miktar tayinleri ile ilgili yapılmış birçok yurtiçi ve yurtdışı araştırma mevcuttur(3-5). Bitki çaylarını ağır metal içerikleri açısından değerlendiren çalışmalara bakıldığında ise bitkisel çayların kapsamında Cu, Co, Zn, Mn, Fe gibi bitkiler içinde doğal olarak bulunan ve insan sağlığı için gerekli olan metallerin yanı sıra Ni, Pb, Cd, As, Hg gibi belirli seviyelere ulaştıklarında zehir etkisi gösteren bazı metallerin de bulunduğu görülmektedir (6-9).
Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology, 2016
This experiment was designed to investigate the effects of antibiotic, vitamin E and rosemary essential oils in various doses on some blood parameters, beneficial and harmful microorganisms in instentine jejunum microflora of lying hens. The experiment was conducted according to random parcel experiment design. A total of 240 Bovans genotype and 32 weeks aged were equally divided into 6 groups (8 hens in each group with 5 replicates). While the control group was fed with basal diet the treatment groups were supplemented with 500 mg/kg antibiotics; 200 mg/kg vitamin E; 100, 200, and 300 mg/kg REO to basal diet for 90 consecutive days. The result showed that there were no effects of all additions to basal diets on examined blood parameters. Antibiotic and all rosemary essential oils doses to basal diet affected the instentine jejunum bacteria content by decreasing probable coliforms, faecal coliforms, Escherichia coli (E. coli) and Clostridium perfringens (Cl. perfringens) bacteria le...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.