Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2018, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
Enerji, ekonomik büyüme ve sanayileşme için önemli bir girdi olarak kabul edilmektedir. Bir ülkenin enerjide dışa bağımlı olması durumunda artan enerji tüketiminin büyümeyi olumlu etkilemesi önemlidir. Türkiye'de enerji tüketimi, nüfus ve sanayiye bağlı olarak 1980 sonrasında hızla artmaya başlamıştır. Enerji tüketimi içerisinde ise elektrik payının giderek arttığı görülmektedir. Çalışmanın amacı, Türkiye'de ekonomik büyüme ile elektrik tüketimi arasındaki ilişkiyi 1980-2014 dönemi için incelemektir. Literatür incelendiğinde büyüme ile elektrik tüketimi arasında uzun dönemde pozitif ilişki bulunduğu görülmektedir. Bu çalışmada, Türkiye için elektrik tüketimi ile GSYİH arasındaki ilişki, durağanlık için birim kök testleri ve uzun dönem ilişkisi için Johansen eşbütünleşme testi kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda, elektrik tüketimi ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemli bir ilişki tespit edilmiştir.
Doğuş Üniversitesi Dergisi, 2007
Bu çalışmada, Türkiye'de ekonomik büyüme ile elektrik tüketimi ilişkisi 1974-2004 dönemi için incelenmiştir. Ekonomik büyüme ve elektrik tüketimi serileri farklı derecelerden durağan (I(0) ve I(1)) oldukları için aralarındaki ilişki Sınır Testi yaklaşımı ile araştırılmıştır. Bu yaklaşıma göre, seriler arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit edilmiş ve kısa dönemde değişkenler arasında pozitif bir ilişki ortaya çıkarken uzun dönemde bu ilişki negatif çıkmıştır.
An Econometric Analysis of the Relationship Between the Types of Electricity Consumption and Economic Growth in Turkey Abstract Recently the relationship between energy and economic growth has been increasingly attracting concerns of the policy makers and researchers. Relationship between these two variables is very important while formulating energy policies. In this article, the relationship between total electricity consumption, industrial electricity consumption and residential electricity consumption and economic growth is investigated by utilizing the developments in the time series analyses in Turkey for the period 1975-2005. According to the obtained results, the existence of the long run relationships between total, industrial and residential electricity consumptions and economic growth were determined by Johansen co-integration test and it was seen by using Vector Error Correction Mechanism (VECM) that the causality runs from electricity consumptions to economic growth. In addition, it has been detected that there are a two-way causality relations between residential electricity consumption and economic growth.
Sosyal Ve Ekonomik Arastırmalar Dergisi, 2005
Bu çalışmada Türkiye'de elektrik talebi değişik sektörler itibariyle tahmin edilmiş ve elektrik tüketimi ile milli gelir arasında nedensellik ilişkisi test edilmeye çalışılmıştır. Zaman serilerinin özelliğini dikkate alan eşbütünleşme ve vektör hata düzeltme modelleri ile analizler yapılmıştır. Milli gelir ile elektrik tüketimi arasında eşbütünleşmenin olduğu ve buradan elektrik tüketiminden gelire doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin varlığı tesbit edilmiştir. Tüm sektörlerde kısa dönem gelir esneklikleri birimden küçük, uzun dönem esneklikleri ise birden büyük bulunmuştur.
Tarihin en eski dönemlerinden itibaren insanlar, barınma, beslenme ve korunma gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için çaba göstermişler, bunları daha hızlı ve etkin bir şekilde karşılamak üzere enerji kaynaklarını kullanmaya yönelmişlerdir (Tunalı ve Ulubaş, 2017: 2). Yaşamın kendisini ve kalitesini ifade eden enerji dört temel element arasında ateşi temsil etmekte (Rumeli, 2010: 311), vazgeçilmez bir unsur olarak ele alınmaktadır. İlkel dönemlerde sadece kas gücünden ibaret olan enerji, zaman içinde yaşam koşullarındaki değişmelere paralel olarak çeşitlenmiştir. Doğayı keşifle birlikte ilk olarak hayvanların enerjisinden istifade edebilir hale gelen insanlar, zaman içinde rüzgâr, kömür, petrol, doğal gaz, atom ve benzeri enerji kaynakları ile artan enerji taleplerini karşılamaya başlamışlardır (Kar ve Kınık, 2008: 334-335). Bu gelişme sürecinde fosil yakıtlardan istifade edilmeye başlanması enerjinin çok daha geniş bir alanda kullanılmasını mümkün kılmıştır. Makineleşmenin başlaması ve dolayısıyla üretim sürecinin değişmesi sanayi devrimini tetiklemiş ve böylece artan enerji talebi yeni kaynak arayışlarının hızlanmasına neden olmuştur (Alev ve Erdemli, 2019: 68). Sanayileşme devrimiyle birlikte mal ve hizmet talebi artmış ve bu artış sanayileşme sürecini beslemiştir. Artan üretim, hammadde ve kaynak arayışını beraberinde getirmiş bu da çevre başta olmak üzere birtakım sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur (Ergün ve Atay Polat, 2017: 258). Sanayi devrimi sürecinde birçok buluş ve yenilik meydana gelirken sermaye faktörü birçok alanda üretim sürecine girmiş ve/veya ağırlığını arttırmıştır. Sanayi devrimini takiben on dokuzuncu ve yirminci yüzyılda yaşanan, nüfus artışı, kentleşme, küreselleşme ve teknolojik gelişmeler enerjiye olan talebi iyice arttırmış ve bu süreçte elektrik tüketimi yaygınlık kazanmaya başlamıştır. Tarım toplumlarından sanayi ve hizmet toplumlarına geçişi kapsayan bu süreçte başta gelişmiş ülkeler olmak üzere bütün ülkelerde enerjiye olan talep artmıştır (Tunalı ve Ulubaş, 2017: 2). Ekonominin hem arz hem de talep tarafında kritik öneme sahip hale gelen enerjinin ekonomik büyümeyle olan ilişkisinin önemi özellikle 1973 ve 1978’de yaşanan petrol şoklarıyla anlaşılmış ve sonrasında yaygın biçimde sorgulanmaya başlamıştır (Akbaş ve Şentürk, 2013: 46). Bu dönemde kullanılan enerjinin büyük oranda fosil yakıtlardan elde ediliyor olması ve dünya genelinde heterojen dağılmış olan bu kaynakların onlara sahip olan ülkelere diğer ülkeler karşısında yaptırım uygulayabilme avantajı sunması, petrol şoklarının yaşanmasına neden olmuştur. Petrol şokları neticesinde yaşanan durgunluk bir taraftan enerji ile ekonomik büyüme ilişkisini gündeme taşırken diğer taraftan ekonomi bağımsızlığı kapsamında alternatif arayışlarını gündeme getirmiştir (Alev ve Erdemli, 2019: 68).
Nicel Bilimler Dergisi, 2021
Anemon Muş Alparslan Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
Bu çalışmada, Türkiye'de ekonomik büyüme ile enerji tüketimi arasındaki ilişki, 1980-2013 dönemi için yapısal kırılmaları dikkate alan birim kök ve eşbütünleşme testleri ile incelenmektedir. Ele alınan değişkenler arasındaki ilişkinin yönü ve büyüklüğünü araştırmak üzere Gregory-Hansen eşbütünleşme ile hata düzeltme modeli ve uzun dönem katsayılarının tahmini için ise DOLS, FMOLS ve CCR analizleri uygulanmaktadır. Analiz sonucunda, enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemde pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmektedir. Ayrıca, hata terimi katsayısının negatif ve istatistiki olarak anlamlı çıkması, değişkenler arasında kısa dönemde oluşan dengesizliğin uzun dönemde ortadan kalktığını göstermektedir.
Selcuk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2014
ÖZET Günümüzde, enerji sosyal ve ekonomik gelişmenin en temel girdilerinden birisi haline gelmiştir. Kömür, doğalgaz petrol vb. enerji kaynaklarının sınırlı olduğu gerçeği göz önünde bulundurulursa, enerji kaynaklarının verimli kullanılması gerekliliği yadsınamaz. Ülkelerin enerji kullanımı ile alakalı geleceği göz ardı etmeyen, sağlıklı ve kararlı politikalar üretmesi gerekmektedir. Büyük ölçekli sanayi tesislerinin üretim yapabilmesi için enerji vazgeçilmez bir üretim faktörü durumundadır. Büyümeye sağladığı katkı, enerjinin bir gelişmişlik ölçütü olarak kullanılmasına olanak sağlamıştır. Bu yüzden gelişmiş ülkeler enerji üretim ve tüketimine büyük önem vermektedir. Artan bu öneminden dolayı enerji tüketimi ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki birçok çalışmaya konu olmuştur. Türkiye gibi enerji üretimi, enerji tüketimini karşılayamayan ülkeler için ise durum çok daha stratejik politikaların gerekli olduğunu göstermektedir. Enerji kaynaklarının yüksek fiyatlardan arz edildiği ülkemizde, petrol, doğalgaz ve elektrik gibi büyük öneme sahip girdiler üzerine getirilen vergilerin, üretici maliyetleri üzerine etkilerinin detaylı bir biçimde ele alınması gerekmektedir. Nitekim enerji maliyetlerinin çok arttığı bir ortamda, rekabet gücünün kaybedilmesi yerli sermayenin ve yerli malların dışlanmasını beraberinde getirerek ulusal gelirin düşmesi ile sonuçlanacaktır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de 1970-2009 dönemleri arasında yıllık verilerle, enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi yapısal kırılmalı modeller aracılığı ile incelemektir. Çalışmada kullanılan verilerden Reel Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla, Gayrı Safi Sermaye oluşumu ve ihracat verileri Dünya Bankası'nın web sitesinden, Toplam Enerji Tüketimi verileri ise Dünya Enerji Konseyi'nin web sitesinden alınmıştır. Bunun için öncelikli olarak Zivot-Andrews (Z-A) yapısal kırılmalı birim kök testi uygulanmış olup, serilerin birinci farkında I(1) durağan oldukları tespit edilmiştir. Z-A birim kök testinden sonra Gregory-Hansen eşbütünleşme analizi yapılmış, seriler arasında uzun dönemde eşbütünleşme bulunmuştur. Bulunan bu eşbütünleşme seriler arasında en az bir nedensellik ilişkisinin olabileceğini göstermiştir. Granger nedensellik analizi sonucunda, Reel Gayrı Safi Yurt İçi Hasıla'dan sermayeye, enerji tüketiminden sermayeye, ihracattan Reel Gayrı Safi yurt İçi Hasıla'ya, ihracattan enerji tüketimine ve yine ihracattan sermayeye doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuş olup, buna karşın enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasında herhangi bir nedensellik ilişkisine rastlanmamıştır.
Özet Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de ekonomik büyüme ve elektrik tüketimi ilişkisini ortaya koymaktır. Bu kapsamda çalışma üç bölümde hazırlanmıştır. Birinci bölüm, enerjinin kavramsal çerçevesine ayrılmıştır. Burada enerjinin tanımı, önemi, enerji kaynakları açıklandıktan sonra dünyada ve Türkiye'de enerji kaynaklarının genel durumu detaylı biçimde ele alınmıştır. Elektrik enerjisinin de genel görünümüne yer verildikten sonra elektrik sektörünün genel özelliklerine yer verilmiş; ikinci bölüme geçilmiştir. İkinci bölümde araştırmanın temelini oluşturan ekonomik büyüme kavramı açıklanmıştır. Ekonomik büyümenin tanımı, ekonomik büyüme ile ilişkili kavramlar, ekonomik büyümenin belirleyicileri, ekonomik kalkınma kavramı ve büyüme modelleri detaylı biçimde açıklandıktan sonra, ekonomik büyümenin ölçülmesi ele alınmıştır. Üçüncü bölüm, araştırmanın uygulama bölümüdür. Burada öncelikle literatür taramasına ve araştırma metodolojisine yer verilmiştir. Konu ile ilişkili literatür özeti verildikten sonra model ve veri sunulmuştur. Ardından veri analizine yer verilerek araştırma tamamlanmıştır. Araştırma verilerinin analizinde Eviews kullanılmış; son olarak elde edilen sonuçlar literatür ile de karşılaştırılarak yorumlanmıştır. Abstract The purpose of this study is to reveal the relationship between economic growth and electricity consumption in Turkey. In this context, the study consists of three chapters. The first chapter is devoted to the conceptual framework of energy.
2018
Bu çalışmada enerji tüketimi ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki düşük ve orta gelir grubu ülkeler için 1971-2013 dönemi verileri kullanılarak incelenmiştir. Bu amaçla değişkenler arasındaki ilişki Kónya panel nedensellik testi kullanılarak incelenmiştir. Ampirik sonuçlara göre düşük ve orta gelir grubuna dâhil ülkelerde çoğunlukla tarafsızlık hipotezinin geçerli olduğu görülmektedir. Geribildirim hipotezinin ise yalnızca Kenya için geçerli olduğu çalışmadan elde edilen bir başka sonuçtur. Sonuç olarak ekonomik büyüme ile enerji tüketimi arasındaki nedensellik ilişkisinin yönü için zaman ve ülke boyutuna göre farklılaşmalar olduğunu söylemek mümkündür.
2023
Bir enerji kaynağı olarak fosil yakıt, Sanayi Devriminden itibaren üretimin en önemli unsurlarından biri olmuştur. Ancak fosil yakıtların dünyanın her yerinde eşit bir şekilde dağılım göstermediği görülmektedir. Bu durum bazı ülkeleri enerji ihracatçısı durumuna getirirken fosil yakıt kaynağı bulunmayan ülkeleri ise ithalatçı konuma getirmiştir. Yeterli enerji kaynağına sahip olmayan ülkeler üretim miktarını ve toplumsal refah düzeyini yükseltmek için ihtiyaç duydukları enerjiyi dış kaynaklardan tedarik etmek zorundadır. Bu durum enerji sektöründe bağımlılık ilişkilerinin gelişmesine neden olmaktadır. 2022'nin ilk aylarında başlayan Ukrayna-Rusya Savaşının ardından enerji bağımlılığı enerji arz güvenliği açısından bir risk unsuru olarak kabul edilmiştir. Bu yüzden Avrupa Birliği enerji bağımlılığının azaltılması için yenilenebilir enerjiye geçiş, enerji ithalatçısı ülkelerin çeşitlendirilmesi gibi yeni bir stratejiyi hayata geçirmiştir. Yoğun bir biçimde enerji ithalatına bağımlı bir ülke olan Türkiye'nin de enerji bağımlılığı konusunda adım atması gerekmektedir. Bu çalışma kapsamında yapılan ampirik analizden elde edilen sonuçlarda bu sonucu desteklemektedir. Analiz kapsamında yapılan Johansen eşbütünleşme testi sonucunda, 1990-2020 döneminde Türkiye'de birincil enerji arzı ve fosil yakıt tüketimi ile enerji bağımlılığı arasında kısa ve uzun dönemde pozitif bir ilişki vardır. Enerji verimliliği ile enerji bağımlılığı arasında negatif bir ilişki söz konusudur. Analizde yer alan diğer bağımsız değişkenlerden biri olan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ve enerji bağımlılığı arasında beklentinin aksine negatif bir ilişki tespit edilmiştir. Analizdeki son değişken olan yenilenebilir enerji ve enerji bağımlılığı arasında ise bu model kapsamında bir ilişki kurulamamıştır.
İktisadi İdari ve Siyasal Araştırmalar Dergisi, 2019
Enerji, sanayileşme devrimi sonrası üretim ve tüketim faaliyetlerinin önemli ve zorunlu bir girdisi haline gelmiştir. Keza ülke ekonomileri için büyümenin belirleyicisi olan enerji ekonomik büyümenin de temel kaynağıdır. Bu bağlamda hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomiler için ekonomik büyüme, enerji tüketimi ve karbon emisyonu arasındaki ilişki fazlaca dikkat çeken ve incelenen bir konu haline gelmiştir. Bu çalışmada ekonomik büyüme, enerji tüketimi ve karbon emisyonu arasındaki ilişki Türkiye açısından incelenmeye çalışılmıştır. Veri seti yıllık olarak elde edilmiş olup 1961-2014 dönemlerini kapsamaktadır. Verileri analize uygun hale getirmek için öncelikle zaman serilerinde uygulanan durağanlık testlerinden ADF ve PP testleri yapılmıştır. Daha sonra değişkenler arasında eşbütünleşme analizi yapılmıştır. Eşbütünleşme sonucunda VEC modeli kurulmuştur. Sonrasında Granger nedensellik analizi yapılmıştır. Analiz sonucunda kişi başı GSYH'den kişi başına enerji tüketimine doğru tek yönlü ve kişi başı enerji kullanımından kişi başı karbon emisyonuna doğru tek yönlü bir nedensellik olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Uluslararası Ticaret ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi
Bu çalışmada Türkiye için enerji tüketimi, enerji verimliliği, sermaye birikimi, Ar-Ge harcamaları ile ekonomik büyümeyi temsil eden Reel GSYH(gayrisafi yurtiçi hasıla) ve nüfus arasındaki ilişki 1985-2018 dönemlerini kapsayan yıllık verilerle incelenmiştir. VECM (Vector Error Correction Model-Vektör Hata Düzeltme Modeli) metodunun kullanıldığı bu çalışmada; uzun dönemli nedensellik testi sonuçları değerlendirildiğinde, enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasında, teknolojik gelişim ile ekonomik büyüme arasında, nüfus ile ekonomik büyüme arasında ve enerji tüketimi ile teknolojik gelişim arasında çift yönlü nedensellik ilişkilerinin geçerli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Nedensellik testi sonuçları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, enerji tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki çift yönlü nedensellik ilişkisinin hem kısa hem de uzun dönemde geçerli olması enerji tasarrufuna yönelik olarak uygulanacak bir politikanın ekonomik aktivitelere zarar verebileceği görülmüştür. Benzer ş...
Cukurova Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi, 2012
Enerji, modern yaşamın önemli bir girdisi; ekonomik büyümenin temel bir belirleyicisidir. Bir yandan, enerji kullanımının katkılarıyla üretilen mal ve hizmet miktarının artması; diğer yandan gelir düzeyi arttıkça, daha fazla enerji tüketimine yol açacak mal ve hizmetlerin kullanılması beklenmektedir. Bu çalışma, anılan beklentiden yola çıkarak enerji tüketimi-iktisadi büyüme ilişkisini, yükselen piyasa ekonomileri olarak nitelenen ülkeler bakımından araştırmayı amaçlamaktadır. Örneklemde yer alan 12 ülkenin 1980-2008 verileri kullanılarak yapılan analiz, enerji tüketimi ile büyüme arasında, 5 ülkede iki yönlü; 3 ülkede enerji tüketiminden büyümeye; 3 ülkede de ekonomik büyümeden enerji tüketimine doğru tek yönlü ilişkinin varlığını; sadece bir ülkede bu iki değişken arasında bir ilişkinin gözlenmediğini göstermektedir.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2018
Avrupa Birliği (AB) enerji politikalarına, birliğin temelini oluşturan 1951 tarihli Paris antlaşmasıyla birlikte başlamış, süreç içerisinde de amaç ve ilkelerinde büyük sapmalar göstermemiştir. Günümüzde ise AB’nin nükleer enerjiden yenilenebilir enerjiye doğru geçiş yapan politikaları benimsediği görülmektedir. Türkiye ise hızla artan nüfus, yükselen elektrik ihtiyacı, sürekli büyümenin elektrik tüketimini arttırması, enerjideki yüksek dışa bağımlılık, yenilenebilir enerji kaynaklarının artan enerji ihtiyacını karşılamaması gibi nedenlerle nükleer enerjiye geçiş yapan politikaları benimsediği görülmektedir. Enerji türü tercihlerinde görülen bu ayrım, ekonomik büyüme hedefleriyle büyük ölçüde ilişkilidir. Bu çerçevede çalışmada, “Türkiye ve AB’de tüketilen enerji türlerinin ekonomik büyüme üzerindeki etkisi nedir?” sorusunun cevabı Toda-Yamamoto nedensellik testi yardımıyla aranmıştır. Çalışmanın sonucunda Türkiye için doğalgaz tüketiminden ekonomik büyümeye doğru, AB için ise petro...
ASSAM Uluslararası Hakemli Dergi, 2019
Bu çalışmanın amacı, panel eşbütünleşme ve panel nedensellik testlerinde yaşanan güncel gelişmeler uygulanarak, Avrupa Birliği ülkeleri ile Türkiye'de ekonomik büyüme ve elektrik enerjisi tüketimi arasındaki ilişkiyi 1996-2014 dönemine ait yıllık verileri kullanılarak ortaya koymaktır. Bu anlamda panel dinamiklerinde heterojenliği ve kesitsel bağımlılığı dikkate alan bir çerçevede eşbütünleşme ve nedensellik testleri ile analiz gerçekleştirilmiştir. Panel eşbütünleşme testi ile elektrik tüketimi ve ekonomik büyüme arasında uzun dönemli anlamlı bir ilişkinin varlığı ortaya konulmuştur. Parametre tahmininin yapılmasına imkân sağlayan DOLSMG tahmincisinden elde edilen sonuçlar, panel genelinde elektrik tüketiminin ekonomik büyümeye pozitif katkı sağladığını göstermiştir. Ayrıca sonuçlar söz konusu ülkelerde, elektrik tüketimi ve ekonomik büyüme arasında iki yönlü nedensellik ilişkisinin olduğunu ortaya koymuştur.
Özgür Yayınları eBooks, 2023
In this study, we examine the impact of two leading credit risk indicators (ABX.HE and CDX.NA.IG indexes) on the U.S. equity market (the Dow Jones Industrial Average index, DJIA) and short-term financing stress (TED spread) through asymmetric causality and Markov Regime-Switching regression analysis. According to the findings, CDX.NA.IG dominates ABX. HE index both in negative and positive returns. Additionally, it appears to be more impactful over the U.S. equity market and short-term financing stress. Markov Regime-Switching regression analysis shows that CDX.NA.IG negatively affects the U.S. equity market returns and escalates the short-term financing stress in expansionary and contractionary regimes. These effects become considerably higher during financial turmoil. Based on our findings, we suggest market participants monitor the CDX.NA.IG index for potential trend reversals in the equity market and liquidity crunch in the debt market. This attention would help in working capital management.
Business And Management Studies: An International Journal, 2020
Bu makale, araştırma ve yayın etiğine uygun hazırlanmış ve intihal taramasından geçirilmiştir.
2019
Ekonomik buyume ve enerji tuketimi arasindaki iliskinin yonu ekonomik karar alicilar icin oldukca onem arz eden bir konudur. Enerji tuketimi ile ilgili ekonomi politikalari belirlenirken, enerjide ithalatci veya ihracatci olma durumu ile birlikte iliskinin yonunun bilinmesi, bu konuda alinacak kararlarin alt yapisini olusturmaktadir. Buna gore ornegin enerji tuketiminden ekonomik buyumeye dogru bir nedensellik iliskisinin bulunmasi durumunda enerji tuketiminin basta uretim ile ilgili sektorlerde artirilmasi hedeflenecekken bunun tersi bir durumda israftan kacinma politikalari agirlik kazanacaktir. Bu calismada Avrupa Birligi kapsaminda parasal birlige uye olan Almanya, Avusturya, Belcika, Estonya, Finlandiya, Fransa, Hollanda, Irlanda, Ispanya, Italya, Kibris, Letonya, Litvanya, Luksemburg, Portekiz, Slovakya, Slovenya, Yunanistan’in 1995-2018 donemi ekonomik buyume ve enerji tuketimi verileri ile oncelikle Yatay Kesit Bagimliligi ve Homojenlik Testi yapilmis, bulgular dogrultusunda...
Uluslararası ekonomik araştırmalar dergisi, 2019
Nüfus artışı ve sanayi üretimindeki gelişmelere bağlı olarak, enerji tüketimi ile enerji tüketimi içerisindeki elektrik enerjisinin tüketimi de artmaktadır. Çoğu ülkenin elektrik enerjisi kullanımında dış dünyaya bağımlı olması, enerjiye stratejik bir ürün statüsü kazandırmakta ve hem politika yapıcılar hem de araştırmacılar için elektrik tüketimi ve ekonomik büyüme tartışmaları güncelliğini korumaktadır. Ülke grupları ve ülke örnekleri üzerine yapılan çok sayıdaki çalışmada, elektrik enerjisi tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki birbirinden farklı değişkenler yardımıyla araştırılmaktadır. Bütün bu literatürdeki ortak sonuç ise, enerjiyi verimli kullanan ülkelerde ekonomik büyümenin olumlu etkilendiği şeklindedir. Bu çalışmada, 1970-2014 dönemi verileriyle gelişmekte olan bazı ekonomiler için, ekonomik büyüme modeli elektrik enerjisi tüketiminin yanı sıra, ihracat ve karbondioksit emisyonu değişkenlerini de kullanarak yeni nesil ekonometrik yöntemler aracılığıyla tahmin yapılmaktadır. Ampirik sonuçlar, elektrik enerjisi tüketiminin ekonomik büyümeyi olumlu etkilediğini ortaya koymakta ve büyüme amacına yönelik olarak elektrik arzını arttırıcı politikaların desteklenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.