Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2025
…
190 pages
1 file
Bu çalışma 1960-1980 yılları arasında gelişen siyasal olayları Doğu Karadeniz Bölgesi’ndeki fındık üreticileri özelinde incelemektedir. Bölgede fındık üretiminin gelişmesiyle değişen ekonomik dengeler üreticiler için piyasa ekonomisi içerisinde ekonomik ve sosyal dönüşüme uğramalarını beraberinde getirmiştir. Bu noktada gelişen talep ve arzular dönemin siyasal dinamikleri içerisinde eklemlenerek siyasal bir mücadele sürecini başlatmıştır. Bu çalışmada da bu süreci Antonio Gramsci, E. P. Thomson ve Charles Tilly’den ödünç alınan kavramlar kümesi yardımıyla incelenmeye çalışılacaktır. /// This study examines the political events that occurred between 1960 and 1980, focusing on hazelnut producers in the Eastern Black Sea Region. The development of hazelnut production in the region altered economic balances, leading producers to undergo economic and social transformations within the framework of the market economy. At this point, emerging demands and aspirations were integrated into the political dynamics of the period, initiating a process of political struggle.In this study, we aim to analyze this process using a conceptual framework borrowed from Antonio Gramsci, E. P. Thompson, and Charles Tilly.
ÖZ: Türk toplumu meşrutiyetin ilanından itibaren yönünü Batı'ya çevirdiğini açıkça göstermiştir. Osmanlı'nın son döneminde uygulamaya çalıştığı diğer reçeteler işe yaramamıştır. Son çare olarak Batıcılaşma görülmüş ve her alanda uygulanılmaya çalışılmıştır. Bu durum her dönem için belirli sorunlar doğurmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarından beri aynı politika devam ettirilmiştir. Türkiye'nin ''küçük Amerika'' olma düşüncesi hep var olmuştur. 1960'lı yıllarda tüm dünyada önemli değişimler olmakla birlikte ülkemiz de büyük dönüşümler içerisine girmiştir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'nın sonundan itibaren kurulan ''yeni dünya düzeni'' tüm toplumlara kabul ettirilmeye çalışılmıştır. Artık tarihin sonunun geldiği belirtilmiştir. Toplumların yeni bir siyaset ve çözüm üretemeyeceği fikri dayatılmıştır. Bu durumun temel nedeni mevcut şartların korunmasıdır. Batı kendi egemenliğini tüm dünya üzerinde kurmuştur ve korumak istemektedir. Bu yüzden bir nevi ''ilüzyon'' ortaya koymuştur. Bu yanılsamanın nedenlerini ve sonuçlarını incelemek önemlidir. Yeni bir siyasi düzen ve çözüm yolu geliştirilmelidir. Bu çalışmada da ülkemizde meydana gelen bu dönüşüm süreci özellikle 1960'lı ve 1980'li yıllar açısından incelenecektir.
Tarihi, Sosyal ve Kültürel Yönleriyle BAFRA Cilt-4
Giriş Tarihte insan ile hayvan arasındaki karşılıklı ilişkinin başlangıcı, toynaklı türlerin evcilleştirildiği Neolitik döneme dayanmaktadır. Süreç içerisinde hayvan, insanın gıdasını, ulaşımını ve giyimini sağladığı vazgeçilmez bir üretim aracı haline geldi. Hayvan ile insan arasında güçlü bağların olduğu toplumlardan olan Türkler, sahip oldukları büyük hayvan sürüleriyle her dönem ekonomilerine yön verdi. Osmanlı Devleti, köklerinden aldığı hayvan yetiştirme becerisine sahip çıkarak daha da ileri götürdü. Devletin kontrolünde yapılan yetiştiricilikte tımar sistemi ve Istabl-ı Amire'ye bağlı olan hayvanat ocakları (taycı, yundcu, voynuk ocakları) kullanılmaktaydı 2. Zamanla bu kurumların bozulması devletin askeri, ekonomik ve sosyal düzeninde aksamalara yol açtı. Avrupa'da ise uygulanan politika ve ıslah yöntemleriyle hayvancılıkta Osmanlı Devleti'ni geride bıraktı. XVII. yüzyıl Fransa'sında "uygun mahallerde oluşturulacak tesislerde at ve diğer hayvanların çoğaltıldığı ve ıslahının yapıldığı kurum" 3 olarak tanımlanan haraların tarihte ilk defa resmi olarak kurulmasına teşebbüs edildi. Bu ilk girişim başarısız olsa da o dönem Avrupa'sı için önemli bir adımdı. Daha sonraki yıllarda Fransa'da yeniden hara açma fikri ortaya çıksa da bu fikir ancak 1806'da hayata geçirilebildi. Ardından Macaristan, Romanya, Bulgaristan ve Almanya'da hayvan ıslahına yönelik haralar açıldı 4. Başlangıçta haralarda daha çok askeri amaçlar doğrultusunda hayvan yetiştirilirken zamanla bu kurumlar ülkelerin ekonomik kalkınmasında önemli bir araç olarak görüldü. Böylece at
… DERGİSİ/JOURNAL OF GRADUATE SCHOOL OF …, 2010
Destan türü Türk halk edebiyatı içerisinde en çok rastlanan halkın duygu ve düşüncelerini aşıkların dilinden anlatan sözlü kültür ürünlerinden birisidir. Bu destanda da Giresun Taflancık köyünde geçen bir cinayet olayı anlatılmaktadır. Çalışmanın konusu da bu destanın içerik ve tarihi altyapısı açısından incelenmesidir
Developments in the Turkish Land Forces During the Republican Period (1923-1960), 2024
Reform movements in the land army started with the artillery class in the 1700s and during the reign of III. Selim, a new army called Nizam-ı Cedid was established, reform movements accelerated and during the reign of II. Mahmud, the Janissary Corps was completely abolished and a new army was established under the name of Asakir-i Mansurae-i Muhammediye and this army was reorganized, equipped and trained. Not only the army organization but also the central organization and headquarters structure of the army has been changed. Advisors for the land army were brought from Germany and military students were sent to some countries. In 1834, the Military Academy was established according to the example of the French Military Academy. Following the defeat in the 1877-78 Ottoman-Russian War during the reign of II. Abdulhamid, the army was completely reformed according to the German school, as a result of the request for help from Germany. Germany sent a reform committee under the chairmanship of Colonel Kehler in 1882 and a year later, Von Der Goltz came to reform the military schools. In the same period, the land army was equipped with Mauser rifles. The Ottoman army lost territory by suffering defeats in the Tripoli and Balkan Wars. Following the defeat in the Balkan War, Germany was asked for help again during the Second Constitutional Monarchy, and this time a large delegation was sent. However, before they could develop reform activities, the First World War broke out. The Ottoman army fought on many fronts in the First World War and achieved great success in the Çanakkale sea and land battles. At the end of the war, the Ottoman Empire signed the Armistice of Mudros, which carried heavy obligations. The Land Forces were reorganized after the proclamation of the Republic. This organization created the infrastructure of today's Land Forces. Supply plans have been put into effect in order to meet the weapons and material needs of the Land Forces. The Second World War took place between 1939 and 1945. Despite the pressures of the parties, Türkiye managed to stay out of the war by following a policy of balance. After the war, Turkey received military aid from the USA with the contributions of Truman and Marshall and modern weapons, materials and equipment were provided to the Land Forces. With the Law on Force Commands that came into force in 1949, the organization of the Land Forces, which was an independent command, was reorganized and almost all classes were equipped with new weapons and materials at NATO standards. The most important event that contributed to the change of the Land Forces in the period between 1950 and 1960 was Turkey's entry into NATO.
folklor/edebiyat, cilt:16, sayı:61, 2010
1960 Sonrası Türkiye’sinde Toplumsal Değişimin İncelenmesi başlığını taşıyan bu çalışma adından da anlaşılacağı üzere 1960’larla başlayan ve günümüze kadar gelen özellikle de 2000 yılına kadar olan süreçle sona ermektedir. This study, which has the title of Examination of Social Change in Turkey after 1960, is concluded with the process starting from the 1960s and coming up to the present day, especially until 2000.
Bu çalışmada; Denizli'nin ilçelerinden biri olan Honaz'ın Cumhuriyet dönemindeki nüfusunun değişimi ve gelişimi konu edilmiştir. Çalışmanın giriş kısmında; konunun daha iyi anlaşılması amacıyla, Osmanlı'dan cumhuriyete uzanan süreçte Honaz'ın nüfus durumuna ilişkin kısaca bilgi verilmiştir. Çalışmanın esas kısmının ilk bölümünde; Atatürk ve İnönü Döneminde Honaz'ın nüfusu, değişimi ve gelişimi ortaya konulmuştur. İkinci bölümünde; Demokrat Parti'nin iktidarından Anavatan Partisi'nin iktidarına kadar olan süreçte Honaz'ın nüfusu göz önüne serilmiştir. Üçüncü bölümde; Honaz'ın 1983-2013 yılları arasındaki yani Turgut Özal-Tayyip Erdoğan dönemindeki nüfusu açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmanın sonuç kısmında ise; elde edilen bilgiler ve yapılan değerlendirmeler sonrasında, bir takım sonuçlar ortaya konulmuş, nüfusun tarihsel değişimine ve gelişimine yer verilmiştir.
DEMOKRAT PARTİ (DP) DÖNEMİNDE TÜRKİYE’DE FINDIK ÜRETİMİ VE TİCARETİ HAKKINDA BİR ARAŞTIRMA (1950-1960), 2018
DP’nin yönetime geldiği 14 Mayıs 1950’den 27 Mayıs 1960’a kadar Türkiye’de fındık üretimi ve ticareti ile bunun ekonomiye olan yansımaları, makalenin konusunu meydana getirmektedir. Çalışma, DP Döneminde fındık üretimi ve ticareti (1950-1960) ile sınırlandırılarak tek dönem halinde ele alınmıştır. Bu dönemde fındık üre-timi ve ticaretinin ekonomiye olan etkileri sayısal veriler ışığında değerlendirilmiş-tir. Çalışmanın kaynak materyalini, Başkanlık Cumhuriyet Arşivi Belgeleri, resmi yayınlardan; Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Zabıt Ceridesi, kanunlar ve tutanak dergileri, Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazetesi, istatistik yıllıkları, İletişim Başkanlığı Ayın Tarihi ve dönemin süreli yayınları arasında bulunan ekonomi ve tarım dergilerinin makaleleri oluşturmaktadır. Konu incelenirken, dönemin Türkiye’si ile dünyanın fındık üretimi alanında yaşanan gelişmeleri ve fındığın ekonomiye temin ettiği destekler göz önüne getirilerek gerekli değerlendirilmeler yapılmıştır. Çalışmada elde edilen sonuç şudur: 14 Mayıs 1950 tarihinde DP’nin iktidara gelmesinin ardından köylü fındıklarının ıslahı için Tarım Bakanlığı bütçesinden her yıl çiftçilere ödenek tahsis edilmiş, örnek fındıklık tesis edenlere de para mükâfatı verilmiştir. Bunun yanı sıra Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı ile Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliğine her kampanya döneminde fındık alım yetkisi ve-ren çeşitli Kararlar yürürlüğe konulmuştur. Dahası Türk fındığının yurt içi ve yurt dışında hak ettiği gerçek değeri bulması ve sürümünün artırılması amacıyla, basın ve yayın yolu ile tanıtımı yapılarak zararlılarıyla mücadele edilmiştir. Bu suretle üretim ve ihracat artırılarak milli ekonomiye önemli katkılar sağlanmıştır.
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATINDA TOPLUMCU GERÇEKÇİ ŞİİRİN SERÜVENİ II (1960-1980), 2021
ÖZET Cumhuriyet döneminin başında halkçılık, köycülük ve sosyalist bir dünya özlemi etrafında şekillenen, Anadolu insanına yönelme düşüncesi paralelinde filizlenen ve Nazım Hikmet’in fikirleri-şiirleriyle gelişmeye başlayan toplumcu gerçekçi şiir, 1940’lı yıllarla birlikte geniş bir şair kadrosu tarafından savunulan ve yaygınlaşan bir şiir hareketine dönüşür. İlk çalışmamızda bu şiir anlayışının ortaya çıkış serüvenine, öncüsü Nazım Hikmet’e, onun etkisinde yeşermeye başlayan “Kırk Kuşağı” toplumcu gerçekçi şiire ve şairlerine odaklanılmıştı. Bu çalışmamızda ise 1960’lı yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başlayan, özellikle 1961 Anayasası sonrasında daha özgür bir hareket alanı bulan “60 Kuşağı” toplumcu gerçekçi şiir anlayışının gelişim serüvenine, bu hareket içinde ön plana çıkan şairlere ve şiir anlayışlarına odaklanıldı. Dolayısıyla bu çalışmayla 1923-1980 yılları arasında etkili olmaya başlayan toplumcu gerçekçi şiirin Türk edebiyatındaki konumu, gelişim serüveni ve etkisi bir bütünlüğe kavuşturulmak istenmiştir. 1Socialist realist poetry is a movement shaped around populism, peasantism and aspiration for a socialist world in Turkey. Socialist realist poetry develops in Turkey under the leadership of Nazım Hikmet. Under the influence of Nazım Hikmet, a very strong socialist realist poetry movement developed and became widespread in Turkey in the 1940s. In our previous article, Nazım Hikmet’s socialist realist poems and the "40 Generation" that developed under his influence were examined. In this study, the view of socialist realist poetry and poets of the “60 Generation”, which started to become widespread since the 1960s and found a more free movement especially after the 1961 Constitution, were examined. With the study, the position, development adventure and effect of socialist realist poetry on Turkish literature, which started to be effective between 1923-1980, were aimed to be completed.
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
TÜRK ŞİİRİNDE SİNESTEZİ (1923-1960) / SYNESTHESIA IN TURKISH POETRY (1923-1960), 2023
Türk Tarih Kurumu, 2020
YUNUS EMRE ANISINA TURKIYE VE TURK DUNYASI ARASTIRMALARI IX , 2021
Türk Tarih Kurumu, 2020
Türk İslam Medeniyeti Akademik Araştırmalar Dergisi, 2019
1950 - 1960 YILLARI ARASI TÜRK SİNEMASI, 2020
1960'LI YILLARDA TOBB VE İŞVEREN DERNEKLERİ
Turkish Studies Social Sciences, 2018
Beykoz Akademi Üniversitesi, 2023
İletişim Yayınları
Platon’un Mağarasından Sinema Perdesine Sosyolojik Film Okumaları , 2020
1980 DARBESİ ÖNCESİ SİYASİ YAPILANMANIN TOPLUMA YANSIMALARI, 2019
1960-1980 DÖNEMLERİNDE GREV HAREKETLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI, 2007
Akdeniz University Institute of Social Sciences, 2019
Huzursuz Modernite, 2022